Skip to main content

Dizileri seyrederken iki adamın arasında kalıyordum: “Ezel’in Ezel’i ve Aşk-ı Memnu’nun Behlül’ü.”

Ezel’e baktığımda, kalbi çarpıyor beni. Bu kadar derinden sevebilmesi… Hani derler ya, denizden alabileceğin kabın kadardır diye… Onun yüreğinin alabileceği sevgi, bırak kabı, dibi görünmeyen koca bir göl kadar sanki. Yalnız aşık olduğu kadına karşı değil, tüm dostlarına, ailesine gösterdiği derin bağlılık. İçime işledikçe işliyor…

Behlül’de ise başka bir şey var. Bu sefer, sevginin huzurlu yanı değil, tutkunun sarhoş ediciliği çarpıyor insanı. Yanlış? Ayıp? Günah? Hak? Vicdan? İyinin kötüye dönüşünden bile daha çabuk bir şekilde terk ediyorlar sizi.
O yasak aşkın karşı konulmaz çağrısı, görünmez kılıyor geride kalan herşeyi.

Bu hafta, bu ikiliyi izlerken, çoktan karar verdiğimi fark ettim…

Olağan Şüpheliler filmini seyredenler hatırlar. Kevin Spacey’nin canlandırdığı karakter, Keiser Jose diye birinden bahseder. Adam katillerin, teröristlerin dünyasında bir efsanedir. Bir gün Keiser’ı ele geçirmek isteyen bir grup evine baskın yapar, karısını ve çocuklarını rehin alır. “Teslim ol Keiser” derler, “yoksa karın ve çocukların ölecek”…

Keiser bir ailesine, bir karşısındaki adamlara bakar… Ve çeker silahı, önce karısını,sonra çocuklarını öldürür. Sonra da onları rehin alan adamları. Bütün zaaflarını öldürür Keiser… Ne gemilerin yanaşabileceği bir liman, ne de kendinde yola çıkacak bir gemi bırakır geride.

En çok, en sevdiklerinden korkmuştur. En kötü onları terk ettiği gibi. Belki onlar değildir terk ettiği, onlarda aks eden zayıflığıdır.

Çoğu zaman, kendisidir belki de… Ben de çektim silahı….

Ezel’i vurdum dün gece….

Mira Seniz Erten

 

ALINTIDIR.

Close Menu

Wow look at this!

This is an optional, highly
customizable off canvas area.

About Salient

The Castle
Unit 345
2500 Castle Dr
Manhattan, NY

T: +216 (0)40 3629 4753
E: [email protected]